10.24.2010

Hagi'nin Gala'sı !

Ligin 9.haftasında Galatasaray deplasmanda Fenerbahçe ile 0-0 berabere kaldı. Maçın geneline bakıldığında galibiyeti kaçıran taraf Galatasaray'dı.



Maçın başında çok gollü geçeceğini düşünmüştüm lakin öyle olmadı. Pino tercihi forvette çok doğru bir tercih olarak gözümüze çarptı. Ben Mehmet Batdal'ı bekliyordum ki Pino oynadı. Çok da güzel oynadı yani... İleri uçta Misimovic bugün etkisiz kalsa da elinden geleni yaptı. Hala kondisyon yönünden sıkıntısı var ve oyuna ağırlığını koyamıyor. Gel gelelim o çıktıktan sonra pas trafiğini iyi ayarlayamadı takım.

Elano'nun dönüşü

Elano , Rijkaard tarafından çürütülmeye yüz tutmuştu. Ben dahil tüm Galatasaraylılar ümidi kesmiş , Ocak'ta gidecek diye gözüne bakıyorduk. Bu maç Elano'yu yeniden doğdurdu. Çıkarken taraftarı alkışlaması tüm buzları da eritmiş oldu. Çok koştu , mücadele etti , savaştı.

Maestro Ayhan



Mükemmeldi. Tam bir savaşçı bu maçın öne çıkan üçüncü ismi oldu. Cana - Mustafa Sarp ikilisi de çok sağlam iyi oyuncu olunca Ayhan daha çok insiyatif aldı , çok güzel yönetti takımı. Hani Arda'nın kaptanlığı tekrar düşünülmeli diyorum..

Fenerbahçe tarafında sıkıntı vardı. Favori olmak yaramamış takıma. Dia ve Stoch Konyaspor maçına oranla çok etkisiz oynadılar. Niang çok güçlü bir forvet ama bugün iyi beslenemedi kendi başına çok çabalasa da Neill'le bire bir de çok yıprandı.

Bu maç Fenerbahçe lehine kaybedilseydi Aykut Kocaman gidebilirdi. Lakin Alex-Semih değişikliği çok sansasyonel. Alex ile Semih uyumu çok önemli ve Alex topu önde alıp , ayağında tutabilen bi oyuncu. Alex çıkınca çift forvete dönülünce orta saha kontrolü Galatasaray'a geçti ve o dakikadan sonra Galatasaray etkili oldu. Bu dakikalarda da galibiyet kaçtı.

Sonuç olarak Hagi , Galaya çıktı. Bu film çok başarılı olacak mı ?  - ...

10.23.2010

O forma nasip olmaz herkese !

Galatasaray nasıl kazanır ?



10 yıldır Saracoğlu'ndaki maçlar öncesi sorulan soru bu. Şüphesiz ki 10 yıl içindeki en yaralı halde Aslan. Baros ve Kewell'ın da olmayacağı söyleniyor. Zaten Baros oynasa da güçsüz kalabilir...

2007 yılında Kalli'nin Galatasaray'ı vardı. Çok koşan mücadele eden bi takımdı. Barış'ı da Serkan'ı da çok iyi kullanıyordu her maçta. Hagi'nin de böyle bir takım yarattığı takdirde kazanacağını düşünüyorum. Hatırlayın 0-0 biten bir Fenerbahçe maçı vardı Kadıköy'de. Mehmet Topal  Alex'i kilitlemiş , Yüzde yüzlük presle Fenerbahçe nefes alamamış , Galatasaray sayısız fırsat kaçırmıştı. O maçın aynısını oynayabilir yarın Galatasaray elinde buna yönelik bir kadro var...

Tam mücadele , %100 Pres. Futbolcuların taraftara kendisini affettirmesinin tek yolu bu maçtan geçiyor. Unutmayın siz Galatasaray forması giyiyorsunuz. Ruhunuzu unutmayın , herkese nasip olmaz o forma.

10.21.2010

Mazeretler Ülkesi...

İtina ile  mazeret bulunur...
Böyle bir ülkede yaşıyoruz özellikle futbolda bunu sık sık görmekteyiz.




Dün akşam ki ManU-Bursaspor maçından bahsediyorum. Aslında başından beri süregelen Bursaspor'un Avrupa macerasına değiniyorum. Grupta 4 maç tamamlandı , Bursaspor'un golü yok.Tamam Bursa şampiyon olunca " ne yapacak bunlar Avrupa'da yeaaa!" diyenlere " bugüne kadar GS,FB,BJK ne yaptı yeaaa!" diyorduk. Şimdi görüyoruz ki onlar puan yada puanlar alabiliyordu. Ama durun bi mazeretimiz illa ki var.. Daha yeniyiz ! İlk defa gidiyoruz Şampiyonlar Ligi'ne. Isınacağız , tecrübe bunlar...

Bir kaç örnek o zaman...

CFR Cluj... İlk kez 2008-09 yılında Romanya Liginde şampiyon oldu. Çıktığı ilk şampiyonlar ligi maçında Roma'yı deplasmanda 2-1 yendi. Grupta kalan maçlarda tüm takımlara kök söktürdü. Genel performans olarak iyiydiler.

Anorthosis Famagusta... Güney Kıbrıs ekibi önelemelerde Olympiakos'u eledi ve tarihinde ilk kez gruplara kaldı. Grubun en sürpriz ekibiydi ki 6 puan toplayıp , tur vizesini son anda kaçırdı. Evinde de Inter'e kafa tuttu , cesurdular baya.

Aalborg BK... Yine ilk kez 2008-009 yılında ilk kez katıldılar Şampiyonlar Ligi'ne. Grupta 6 puan topladılar , sürpriz takım oldular. Uefa Avrupa Liginde yollarına devam ettiler. İlk katılım için gayet başarılı bir çıkıştı. O 6 puanı aldığı takımlar Celtic , Man.Utd ve Villarreal..

Yani örnekler çoğaltılabilir ki daha elimizde Rubin Kazan örneği var çok güçlü. Tecrübesizlikmiş , ilk kez katılmaymış , zamanmış bunlar hikaye. Cluj,Anorthosis Şampiyonlar Ligiyle mi doğdu ? En azından evinde bi güç iddia eden takımlardı , gel gelelim sen evinde Valencia'dan dört yemişsin , Manchester'a gidip 90.dakikada ilk şutunu atmışsın. Bu kadar çekingen oyuna gerek yok. Bursaspor iyi takım , ve bu gruptan puan alacak gücü var. Yeter ki kendini sıkıntıya sokmasın. Soktuğunda da mazeretlerle bizleri kandırmaya çalışmasın , biz neyin ne olduğunu görüyoruz.

Sevgiler.

10.20.2010

Bir taraftarı ağlattın sen


Evet Adnan Polat. Bir taraftarı ağlattın sen. Şiirde de dediği gibi bir çocuk garanti intihar eder artık.

Çok değil, bir ay öncesine kadar Rijkaard'la ne olursa olsun yolumuza devam edeceğiz, Nisan'da da sözleşme yenileyeceğiz diyen sen değilmiydin ? Evet. Sendin. Bir ay sonra da yollayan sensin.

Total futbol, futbol devrimi, Barcelona modeli, altyapı devrimi....Her sene yeniden yapılanmaya girmekten yalama oldu takım.

Söyleyecek çok şey var ama eller titriyor.


Ha bu arada ;

Gelecek yeni teknik adam vizyon sahibi olmasın, felsefesi olmasın, sistemi hiç olmasın. Sabır göstermeyeceksen niye getiriyorsun ki...

Dert sahibi olduk !

Bayadır bloga yazmıyordum. Ancak şimdi farz oldu...

Rijkaard gitti !

 Keşke bu kadar saçma bi olay üzerine yazmasaydım ama bişeyler söylememekte mümkün değil. Bir sezon önce kurulan şahane takım , oturmadığı için başarısız oldu , ikinci sene o takım bozulup daha vasatları alındı. Sebep : 2012 zımbırtıları.. Takımın başındaki hoca dünyanın tanıdığı , dünyanın en iyi takımını yaratan adam Frank Rijkaard. Ancak gel gelelim başkan da Adnan Polat ! Adı var abi adamın.. Adnan Polat yani , 4.5 yılda 6 teknik adam.. Boru mu ?!

Yazılacak pek bişey yok. İstifa etmesi gerekenler oturuyor , diğerleri gidiyor. Evet Adnan Polat bir çok alanda iyi işler yaptı ama bu kendine güveni başına iş açtı. Verdiği sözleri tutmadı.

Hikmet Karaman yada Fatih Terim veyahut Abdullah Avcı yerinde olsam ben bu takıma hoca olmam. Güvencesi yoktur bu yönetim altında hiç bir teknik adamın. Yine de Fatih Terim'in geri dönmesine karşıyım , takımın başına Abdullah Avcı-Arif Erdem ikilisinin getirilmesinden yanayım. Ayrıca Hakan Şükür tercihi de tamamen bir yanlıştır.

Dert sahibi olduk Galatasaray !

9.13.2010

Teşekkürler Kahramanlar !


 
Amerika'da ki her evin bahçesinde pota varken biz okullardaki pota altlarını bile otopark olarak kullanıyorken bu başarı gerçekten büyük bir başarıdır.

Teşekkürler 12 Dev Kahraman ve Teknik ekip ! Sizlerle gurur duyuyoruz !

9.09.2010

Hayır'lı Bayramlar...

Bayramınızı kutlar , sevdiklerinizle beraber mutlu bir bayram geçirmenizi dileriz.



Sofistike Sportive...

9.06.2010

Gecenin Resmi ( Sabri özel)

Ah be Sabri. :D

9.05.2010

Alma Euro 2016'nın ahını...

Bir komik yazı olacak ama Allah kimseyi Fransız yapmasın. :) Bir kaç günde kahroldular. Hatta 2010'u kabus gibi yaşıyorlar. Zannedersem Euro 2016 ahları yavaş yavaş tutuyor.



Dünya Kupası'nda yaşananlar ve sonrasında verilen ceza kadar saçma bir ceza görmedim ben. Bu cezayı kime verdiniz ki yani ? Zaten cezalandırdığınız adamları çoğu Cezayir yada Afrika asıllı dert etmiyorlar. Çok iyi olmayan kadroyla çıktılar Belarus affetmedi. Sonuç olarak cezayı 3 puan vererek çektiler. Blanc'a da yazık. Ha Ribery , Anelka gibi yıldızlar kahroldular mı ? Yoo. :)

Bugün de basketbol da tokatladık bir güzel. Öyle şark kurnazlığı yapıp , Yeni Zelanda'ya yatmakla olmadı gene. Bu sefer biz de acımadık,üzdük. 12 Dev Adam'a tebrikler , Fransızlara Turkish kiss...

9.04.2010

ve Rijkaard'ın istedikleri , istemedikleri




Geçen sezon Rijkaard geldiğinden beri blogda zaman zaman Rijkaard'ı eleştirsem de arkasında durdum hep. Öyle de olmalı zaten , Galatasaray için Rijkaard-Neeskens büyük şanstır. Taraftarlar da yönetim de bunun farkında bizler gibi.

Geçenlerde Adnan Polat NtvSpor'daki programında aralarındaki sırların birazını döktü diyebiliriz. Onları değerlendirerek kısa bir eleştri yazısı olacak bu .

En başta kaleciden başlayalım. Ufuk ve Aykut'un şuan ki performansları Galatasaray'a yakışacak seviyede değil. Ha gelebilir daha iyi olabilirler o ayrı fakat en azından Aykut'un gitmesi için bir rapor verilmeliydi. Gerets,Hagi,Lucescu,Skibbe hiçbiri Aykut'u oynatmamışsa demek ki bu kaleci de bişey yok. İlk yanlış burada.

İkinci yanlışı şu ki , Keita. Bence Keita yollanmamalıydı. Hani yollanmasına eğer Rijkaard onay verdiyse de çalışıp en azından kendi bir yetenek bulup aldırmalıydı. Keita'sız Galatasaray biraz sıradan takım oldu. Umarım Pino döner , katkı sağlar.


Dün bir konuyu atlamışım. Demiştim transfer onaylatılmaz diye. Belli ki yönetim Rijkaard'ı yoksaymış ve Tugay'ı dinleyip Cana'yı transfer etmiş. Cana iyi yada kötü oyuncu bişey demiyorum lakin şuan Cana'yı Rijkaard oynatmasa çıkıp yönetim neden oynatmıyorsun diyemez.Rijkaard'ı , Neeskens'i biraz onları dinleyin ey Adnan'lar...

5 Türk, 4 yabancı ve kadro değerlendirmesi

Transfer dönemi bitti, kadrolar kuruluyor. Frank ve Johann'ın kafasında neler dönüyor bilinmez, fakat benim kafamda iyi şeyler dönmekte bu sene ki takım için. Öncelikle kalede sonunda yabancı görmemek benim açımdan sevindirici. Bunun dışında sol bek için gelen Insua'ya da inanılmaz sevindim. Çünkü kendisi hem bizim sisteme uygun, hem çok genç, hem de çok iyi bir bonservis opsiyonuyla takımımıza katıldı. Insua'nın gelmesiyle içeriden stoper transferi de yapmış olduk, bu da eminim Frank Rijkaard'ı sevindirmiştir en çok. Çünkü o Hakan'ı stoperde kullanmayı tercih ediyor. Çünkü Hakan pas yapabilen bir oyuncu.

Orta saha transferlerine gelirsek Cana muhteşem bir transfer bence. Tam bir lider kendisi. Oynamaya başladıkça kendini kanıtlayacaktır en yakın zamanda ve vazgeçilmez olacaktır. Cana'nın dışında Misimovic transferi de çok önemli bir transfer. Başlarda sıcak bakmıyordum kendisine çünkü pek defans yapamıyor, fakat sonra düşününce aslında çok önemli transfer olduğunu anladım. Bir kere en başta Arda'yı çok rahatlatacak Misimovic. Arda solda rahat bir şekilde oynayacak, sonrasında kendisi zaten yeterince skora etki eden bir oyuncu olduğu için hücum açısından da bizi baya rahatlatacak. Sağda oynamasını düşündüğüm Elano ile de iyi anlaşabilirler. Ve tabii ki bunlar sanıyorum en çok Baros'u sevindirir. Çünkü arkasında 3 tane üst düzey pasör oyuncuyla oynayacak artık. Misimovic ve Cana dışında ise Serdar geldi Beşiktaş'tan, hala birşey söylemek için erken, umarım iyi değerlendirir fırsatını.

Forvet/santrafor pozisyonuna geçecek olursak öncelikle Mehmet Batdal alındı Bucaspor'dan. Sonrasında Pino. Bence ikisi de iyi transfer. Mehmet zaten bedavaya geldi, Pino'da çok çok uygun bir fiyata alındı. Mehmet özellikle teknik ve uzun boylu bir santrafor, takıma çok katkı yapacaktır sakatlıktan sonra inşallah. Pino'da sakatlanmazsa takımın en önemli oyuncularından biri olacaktır fakat Rijkaard sanıyorum ilk tercih olarak sağ tarafta Elano'yu oynatacak. Çünkü Rijkaard Elano'dan kolay kolay vazgeçmez kesinlikle.

Ve tüm bunları toparlarsak benim tahminim Ufuk kalede olacaktır. Sağ bek olarak Sabri, stoper olarak Neill ve Hakan, sol bek olarak ise Insua oynayacaktır. Onların önünde ki ikili Cana ve Ayhan olur diye düşünüyorum, çünkü Ayhan pas tekniği iyi olan bir oyuncu, zaten son maçlarda da baya iyi oynuyor. Cana ve Ayhan'ın önünde Elano-Misimovic-Arda üçlüsü oynar diye düşünüyorum. Elano ve Arda biraz daha ortaya yakın oynarlar, böylece beklere boş alan yaratırlar ve pas trafiğine katkı sağlarlar. Zaten bu üçlü aralarında uyum yakalarsa takım için muhteşem olur, tabii önlerinde Baros'ta arkasında üç tane üst düzey pasörün olmasından sonra gol kralı olmazsa başarısız sayılır benim gözümde :)

9.03.2010

Yavaş Adnan Bey.



Dün NTVSpor'da Yüzde Yüz Futbol programının konuğuydu Galatasaray başkanı Adnan Polat. Baştan sona kadar dikkatle izledim , takip ettim. Konuşmalarında rahatlığıyla ön plana çıktı benim için.

Öncelikle şunu rahatlıkla söylemek gerekir ki , Polat Rijkaard'a çok güveniyor. Şuan bile başkan olarak kalması tam kesin değilken , Rijkaard'ın arkasında duracağını , sözleşmesini nolursa olsun uzatacağını söylüyor. Bu konuşmasının iyi yanlarından , beni ve taraftarları sevindiren yanlarından biri.
Bir diğer iyi gibi gözüken yanı da transferleri yaparken Rijkaard'ın onayına sunduk sözüydü. İyi gibi gözükse de değil. Transferler Rijkaard'ın onayına göre değil , isteğine göre yapılmalıydı. Kelime oyunu gibi konuştu biraz da...

Güzel bir yan daha sayacağım. Sorumluluğu... Kızsak da etsek de inkar etmiyor , son 2 sezonun başarısızlığı bana aittir diyor. Bravo Polat.

Gelelim kötü yanlarına... Bugün çok konuşulan " tek rakibimiz Fenerbahçe" sözü , çok özgüvenli bir söz. Zira son şampiyon Bursaspor'a evinde yenilmişsen , çok iyi oyuncularla kadronu takviye etmiş Beşiktaş'ı yoksayarsan , şuan ligin en iyi futbolunu oynayan Trabzonspor'u saymazsan , camiayı gereksiz havaya ve rehavete sokarsın. Daha sonra bu cümleler sene sonu gelir , seni bulur. Kısacası bugün yediğin hurmalar ...

Bir diğer mesele de Rijkaard'a güveniyor ama dünki yayında da söyledikleri hoş gelmedi bana. Rijkaard'ın şikayet etmeye hakkı yok vesaire gibi cümleler hoş olmuyor en azından basın önünde. İki taraflı bu tür açıklamalar camiayı kaosa sürükler.

Adnan Polat tarafından yazım böyle oldu. Yarın Rijkaard'ın istedikleri ve istemedikleri üzerine bir yazı yazacağım.

8.29.2010

Başımız Sağolsun.

Bu gece iyi bi gece olmadı benim için. Blog olarak yaz sezonunu biraz pasif geçirdik ama bu haber hiç olmadı. Aziz dostum , bir türlü tanışmak nasip olmasa da çok yakın hissettiğim , abi diyebileceğim nadir insanlardan birini kaybettik.

Onu kendimce anıyorum , rahmet diliyorum. Yaşam dolu hallerini , sohbetlerimizi , kaynatmalarımızı hiç unutmayacağım. Mekanın cennet olsun Hakan abi. Seni unutmayacağız , daima yanımızda ol.

8.06.2010

Değişim ?



Türkiye'de ve Türk Futbolunda 'değişim' denen şey artık tahammül edilemez , kabul edilemez bir hale geliyor. Gerek değişimi yapacak olan adamların cesaretsizliği ve kararsızlığı , gerek basın ve dış baskılar bunu ortaya çıkardı bugüne kadar.

Rijkaard ile Galatasaray bir değişime gidiyor ve vizyon yaratıyor. Acaba yaratıyor mu ? Sözde bu böyle , bir vizyon yaratıyor. Perde arkasında ne oluyor bizde bilmiyoruz.

Hiddink, Romanya maçı Milli Takım kadrosunu açıkladı. İlk gördüğümde baya bi şaşırdım. Kendi takımlarında pek şans bulamayan oyuncuları da çağırmış. Önemli olan ve değişim deyip , gençleşme operasyonundan da eser yok kadroda. Bundan önceki ABD kampında da bu böyleydi. Hiddink niye geldi ki ?

Gençleşmeden kasıt nedir denilirse , Beşiktaş'ın yeni genç yıldızı Necip nerede ? Galatasaray'a transfer olan hazırlık kamplarında formda gözüken Mehmet Batdal nerede ? Geçen sene 11 gol atan Mustafa Pektemek ? Volkan Şen ?

Onu bunu bilmem ama ben artık Aurelio'lardan , Nihat'lardan medet ummak istemiyorum. Onlara verilecek şans Necip'lere , Volkan'lara verilsin ki geleceğimizi görelim. Guus Hiddink'in de cesaretini bekliyoruz artık.

7.31.2010

Kötü adam Frank !

Bu sene de geçen senenin aynısı, takımın futbolunda hiç bir ilerleme yok, nasıl bir hoca bu Frank ! diyebilirsiniz. Görünen de zaten budur. Fakat olaya başka pencereden bakarsak bu lafın neden söylendiğini rahatlıkla anlayabiliriz.

Öncelikle Frank Rijkaard & Johann Neeskens ikilisinin kafasında ki sistemin ana öğesi pastır. Pas yapabilmek için de pas yapan oyunculara gerek vardır. Eğer öyle oyuncuların varsa sistem işler, sonra takım alıştıkça göze daha hoş gelen şeyler ortaya çıkar, ve takımın futbolu her zaman gelişir, gelişmeye açıktır, çünkü oyuncular o sisteme uygun oyunculardır, hocanın dediklerini yaparken zorlanmazlar. Fakat pas yapamayan oyuncular varsa, veya herhangi mevkiide oyuncu eksikliği varsa haliyle hocanın sistemine yanıt vermekte zorlanır futbolcular, takımın futbolu sisteme uygun oyuncular olmadıkça gelişmez, takımın her bölgesi sisteme uygun olmadıkça ilerlemez, belki biraz kademe kaydeder o kadar.

Şimdi bu lafın neden dendiği anlaşılmıştır umarım. Zaten bu cümlede her hangi bir yanlışlık yok, fakat yeterli oyuncu olmassa Frank'ın elinde, zaten takımın futbolu gelişmez ki. Frank ön libero olan adamı pasör biri yapamaz, orta sahada adamı yoksa sağ bek olan birini orta saha yapamaz. O da bir insan sonuçta. Geçen seneye de bakacak olursak zaten Frank & Johann ikilisi baya sıkıntı çektiler bu problemden. Takım eline verildiğinde, Elano felan da geldiğinde sisteme uyabilecek bir kadro vardı elinde. Sağlam bir Linderoth ve geçen sezondan kalma iyi bir Ayhan vardı orta sahada. Sonra Linderoth gene sakatlandı, Ayhan'da sakatlık geçirdi. Üstüne Baros gitti, Kewell'da gitti. Elano gibi ofansif adam defansif kullanılmak zorunda kalındı, haliyle ikilinin elinde bırakın sistem oyuncularını, normal oyuncular bile kalmadı. Haliyle "sisteme alışma senesi" dediğimiz 2009/2010 senesi ne yazık ki boşa geçmiş oldu. Eğer sisteme uyacak bir kadro olsaydı teknik ekibin elinde, "sisteme alışma senesi" diyebilirdik.

Herneyse, işte bu cümle sisteme uyumlu olan oyuncu eksikliğinden söyleniyor, işte bu yüzden futbolumuz geçtiğimiz seneden pek bir fark gösteremiyor. Çünkü takımda orta saha da oynayan pasör oyuncu sayısı 2. Birisi pek beğenilmiyor, diğeri ise gönderilmeyi planlanan oyuncular arasında yer alıyor. Yani uzun lafın kısası Elano giderse biri defans yapabilen pasör orta saha olmak üzere en az 2, gitmezse en az 1 defans yapabilen pasör orta saha alınmazsa bu takıma, daha çok söylenir bu cümle ve sonunda da Frank Rijkaard "kötü hoca" damgası yiyerek ayrılır güzelim ülkemizden.


7.29.2010

Aman dikkat !

Az önce Tanburacı'nın yazısını okuyordum. O da yazmış şakası olmaz diye...



Bu akşam ki Galatasaray-OFK Belgrad maçı bence çok tehlikeli bir hal alabilir. Geçen sezondan hatırlayacağımız gibi Partizan da Fenerbahçe'yi zorlamıştı. Sırplar takım oyununu iyi oynar ve savaşçıdırlar. Zaten kadroları da genç , çok koşacaklar. Sezonu daha yeni açıyoruz , motivasyon düşük olabilir aman dikkat diyelim.

Yeni transfer Pino'yu da izlemek dileğiyle deyip , maç saatini beklemeye başlayalım.

7.22.2010

Iker & Sara çifti San Francisco sokaklarında

Dünya kupasının en çok konuşulan iki ismiydi belkide. Kupadan sonra dün ve ondan önceki gün San Francisco sokaklarında görüntülenmişler...




















7.21.2010

Yeni Sezon Formalarımız | Somon





Habertürk görüntülemeyi başarmış. Yukardaki kareler tanıtım filminin çekimlerinden. Tanıtım filmlerinin daha doğrusu kısa filmlerinin yönetmenliğini Mustafa Altıoklar'ın yapacağı dün resmi siteden belirtilmişti.

Forma renginin somon olacağı çoğu kişi tarafından biliniyordu. Benim asıl merak ettiğim formaların futbolcular üzerinde nasıl duracağıydı. Yukardaki resimlerle de merakım giderildi doğrusu.

Ben beğendim...ya siz ?

Hollandalı Düğünü


İlk resimlerimiz Heitinga- Zenden çiftinin düğününden.

Everton forması giyen Hollandalı yıldız John Heitinga, Boudewjin Zenden'in de kızkardeşi olan Charlotte Sophie Zenden ile geçtiğimiz günlerde İspanya'nın İbiza adasında dünya evine girdi.










Düğünde göze çarpan en büyük konuk Sylvie & Rafael Van der Vaart çifti.




İkinci düğünümüz Wesley Sneijder ve Yolanthe Cabau van Kasbergen çiftinin düğünü. Çift geçtiğimiz günlerde İtalya'nın Siena kentinde dünya evine girdiler.





Bu genç adam Wesley'in oğlu Jessey.


Düğünün konuklarından Chivu.


Nerde düğün orda Sylvie - Rafa.

ve son olarak...
Hollandalı eski yıldız Kluivert. Yıllar pek de değiştirmemiş seni Patrick.

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails