6.29.2011

Büyük Takım ve Emenike

Sezonun en flaş transferlerinden biri de Emenike'nin Fenerbahçe'ye gitmesiydi. Hem maddi yönden , hem de diğer yönlerden yüzde yüz flaş bir transferdi. Flaştı falan ama iyi transfer bunu kimse inkar edemez. Türkiye şartlarında Bank Asya'da 30'a yakın gol atmış , geçen sene de Süper Lig'de 12-13 civarında gol atmış. Sakatlıklarla çok boğuşması ve Karabükspor'un durumuna rağmen geçen sezon attığı gol gayet iyi.



Fakat şöyle bir durum var ki , Karabükspor Emenike'ye endeksli bir takımdı. Yani tüm takım geride oynayıp , en son Emenike ile topu buluşturuyordu ve Emenike de golü yapıyordu. Çok çok güçlü bir oyuncu bunu izlediğimiz maçlarda sık sık görüyoruz. Fiziği , kondisyonu çok çok iyiydi. Bu sene daha da güçlü olacaktır bunda da bir şüphe yok. Tek şüphe Niang,Alex gibi yıldızların arasında kaybolup gidebilir mi ?

Bunu tabii ki zaman gösterecek lakin Nijerya Milli Takımına seçildiğinden beri gol atıyor Emenike. E ne yani Nijerya'da da mı Emenike'nin üzerine kurulu bir oyun var ?

Herşeyi zaman gösterecek ama Emenike'nin en çok Şampiyonlar Ligi'nde iş yapacağını düşünüyorum. Çünkü F.Bahçe güçlü ekiplerle oynayacak içerde ve dışarda bazen kontratak oyunu oynayacaktır. İşte o zaman Emenike altın gibi parlar ve beklenen patlamayı yapar diye düşünüyorum.

Yine de herşeyi zaman gösterecek.

Hayıııııııırrr !

Korkutma bizi Fatih Hoca :(

6.28.2011

Yerli Tenor

Hagi futbolu bıraktığından bu yana , Galatasaray bir türlü tenoruna kavuşamadı. Geçen sene Arda dendi , sakatlıktan burnunu çıkaramadı. Sanırım bu sezon artık işler biraz daha farklı ve istikrarlı gidecek.

Fatih Terim'in gelişiyle başlayacak olan pres ve hücum oyunu bu liderin önemi artıracaktır. Fatih Terim de bu lideri kendi içinden çıkaracaktır. Eğer ki bir sürpriz transfer olmazsa bu liderin Selçuk İnan olduğunu düşünüyor ve Selçuk'un bu işi layıkıyla yerine getireceğini düşünüyorum.

Selçuk Trabzonspor'da lider özellikli bir oyuncuydu. Şimdi belki ilk haftalarda söyleyen çok olacak Trabzon ile G.Saray bir değil falan filan ama bu bocalama sürecini yaşamayacağını düşünüyorum. Selçuk çok özel bir oyuncu , ödenen ücretler de bunu gösteriyor. Yabancı sınırı olan bir ülkede Selçuk gibi bir oyuncuya verilen bu paralar ak süt gibi helaldir. Bunu gelecek maçlarda da gösterecektir.

Yine söylüyorum üstüne basa basa , Selçuk oynar da arkasında yine kalas kalas adamlar oynarsa bu adamdan verim alamayız. Eğer öyle olursa sadece eksileri çoğaltmaya yarar . Selçuk üzerine artıları koyan bir futbolcu...

Bu sezonun en istikrarlı , en iyi orta saha oyuncusu olmasını bekliyorum.

Gelecek konuk ; Emmanuel Emenike.

La la la la la laaay Abdul Kader Keitaaaa


Çok özledik be Keita. :)

6.24.2011

Forlan-Drogba-Reyes




Transfer dönemi açıldığından beridir Galatasaray'da yıldız arayışıdır gidiyor. Forlan , Drogba , Reyes gibi isimler son dönemde revaçta. Forlan ve Reyes isimleri daha yakın gözükse de transferler tam bir arapsaçı durumunda. Drogba , Chelsea ile anlaşamadıktan sonra Galatasaray'a sıcak bakmaya başladı. Forlan , Atl.Madrid'den ayrılmak istemese de Manzano ve yönetim onu istemiyor artık. Reyes ise Manzano'nun koruması altında. Bu üç transferden sadece bir tanesinin kesin olarak geleceğini düşünüyorum. Yani yüzdelere vurmak gerekirse % 40 Forlan , %40 Drogba,  %19 Reyes. Kalan Yüzde 1'lik ihtimal de Forlan-Reyes ikilisinin birlikte Istanbul'a gelmesine karşılık geliyor.



Son bir uyarı yıldız alacağız diye takımın ihtiyacı olan bölgeler yine unutulmakta. Hala çok iyi bir orta sahaya , çok iyi bir kaleciye ve çok iyi bir defans oyuncusuna ihtiyacımız var. Yani kısacası hala çok iyi takım değiliz. Aysal 10 gün süre veriyor ancak bu 10 günde neler olabilir en fazla bilemiyorum.

3.10.2011

Loca'da saç bakım...


Toulouse, Dünya Kadınlar Günü'nde stadyumu kadınlara açmış ve locaları birer kuaföre çevirmiş. Ayrıca sushi ve spa hizmeti de verilmiş. Stadyuma gelen bayanlara da güzel bir jest olmuş.

2.26.2011

Nostalji Futbol { İtalya }

Yeni bir köşe. Nostalji maçlardan karelerle ara ara bu köşede olmayı umuyoruz.

İlk resmimiz ; Euro 1988 Yarı Final maçı öncesi İtalya ilk 11'i.


Göze çarpanlar ; Walter Zenga, Paolo Maldini, Riccardo Ferri, Carlo Ancelotti, Franco De Napoli, Guiseppe Bergomi, Guiseppe Giannini, Roberto Donadoni, Franco Baresi ve Roberto Mancini.

2.25.2011

Dönüş resimleri


Yavaştan dönüyoruz bloga. Bir aksilik olmazsa bu kez tamamdır diyebiliriz. Öncelikle birkaç resim.


Magic Johnson ve Pele



Capello'nun Roma günlerinden. Batigol ve Totti'yle.


Guardiola vs Leonardo. Şimdiyi söylemek yersiz.

1.23.2011

Arkandayım !



İnsan sinirlendiği anlarda mantıklı düşünemiyor. Son haftalarda ileri gelen stad krizi , özürler , ıslıklar falan derken bir anda benim içinde bulunduğum insan topluluğu gibi herkes Adnan Polat'a yüklenmeye başladı. Bende yüklendim , kızdım , öfkelendim. Döneklik yapmaya gerek yok yani...

Lakin oturup mantıklı düşündüğümüzde aslında Adnan Polat'a kızılacak çok fazla bişey yok. Evet , Toki başkanının söylediklerini daha sert yanıtlamalıydı katılıyorum. Bunları yapmadı diye de Adnan Polat'ı tarihin en kötü Galatasaray başkanı ilan etmek neyin nesi oluyor ? Tarihin en kötü başkanı bu stadı bitirdi. Tarihin en kötü başkanı Galatasaray'ı hacizli hallerinden ayağa kaldırdı. Buna rağmen arkasından iş çevrildi , mağdur duruma düştü bi anda. Yine de çizgisini bozmadı. Başbakan'a yapılan ayıptı ama suç değildi. Orada başbakandan özür dilenmesi yüzde yüz yapılacak birşeydi. Dünyada hiç bir kulüp başkanı , hiç bir başbakana o durumda atar yapamaz ; yaparsa siyasi kanada geçmiş olur.

Evet , başta bende kızdım Polat'a ama şimdi sonuna kadar arkasındayım. Mehmet Helvacı ve arkadaşlarının istifasını bende dört gözle bekliyorum. Daha şeffaf , daha sağlam bir Galatasaray için yeniden Adnan Polat'a güveniyorum.

Galatasaray tarihinin en kötü yönetiminin de güçlü bir alternatifi olması gerekir değil mi ? Nerede hani ?

1.16.2011

Galatasaraylıyız.

Büyük Galatasaray taraftarının yine üstüne geliyorlar. Neymiş başbakan yuhlanmış , başbakan ıslıklanmış. İyi olmuş !

Bir kere Recep Tayyip Bey'in bu stadı neden sahiplendiğini anlamak mümkün değil. Bu stadı Türkiye'de yaşayan insanların vergileri yapmıştır. Benim vergim , onun vergisi... Sanki cebinden vermişçesine , daha stadı size vermedik , ona göre dercesine saçmalamanın mantığı yok !


Haddinizi bilin. Bu ülkede sizi yuhlayan kim varsa fişlendi. Büyük Galatasaray taraftarından uzak durun.


ultrAslan'lı değil Galatasaraylıyız !

"Sol Taç Çizgisi Stoperi"

Türk Telekom Aslantepe Arena'nın açılış maçını seyrettim bir Hollanda televizyonundan (böyle bir maçı da şifreli kanalda verme fantezisini hala çözebilmiş değilim, o tamamen başka bir tez konusu olur, şimdilik bir parmak daldırmak yeter), Hagi'nin takıma Rijkaard'ın aşılayamadığı direnci her geçen gün biraz daha dikte etmeye çalışması dışında pek bir ışık gördüğümü söyleyemeyeceğim bu maçtaki Galatasaray hakkında.

Maç hakkında detaylı bir analiz yapmak istemiyorum aslında, zira bir nevi şov müsabakasıydı bu, teknik analizlere girmek için resmi maçların başlamasını beklemek gerek. Başlıktan da anlaşılacağı gibi (anlaşılamadıysa da yazımın devamında derdimi anlatabileceğimi düşünüyorum), şu an değinmek istediğim şey Hagi'nin (ve genel olarak son yıllarda Galatasaray'a gelen her hocanın) sol bek seçimi.



Hakan Ünsal ve Ergün Penbe'den sonra Galatasaray'a gelen her sol bek ofansif kapasite bakımından zayıftı. Bir sürü gelen, giden oldu ancak o sorun hala çözülmüş değil. Orhan Ak, Volkan Yaman, kısa bir dönem Victoria (ki aralarında ileriye dönük tek isim oydu bana göre); şimdilerde ise Hakan Balta 1. seçim olarak öne çıkıyor.

Geçen sene Caner Erkin kiralandı sezon sonu satın alma opsiyonuyla, büyük umutlar ve gelecek nutuklarıyla. Başımızda da Rijkaard gibi, güya "ofansif, total futbol anlayışını Galatasaray ve Türk Futbolu'na enjekte edecek bir peygamber" varken, Caner'e bolca şans verip hatalarını oyuncuda ısrar ederek gidermeye çalışacağını düşünmek abes kaçmazdı. Ancak hayallerim suya düştü. Hakan Balta gibi bir "sol taç çizgisi stoperi", hala Caner'in önündeydi. Hata yaptı tabii ki Caner. Forvete yakın oynayan bir oyuncuyu sol beke çekip, hemen iyi performans sergilemesini bekleyemezsiniz ama. Bu işler biraz sabır ister. Daniel Alves örneğini vermiştim Caner ekibe katıldığında ("Caner'i nasıl Dani Alves ile kıyaslarsın, bu ne iş yahu!" dediğinizi duyar gibiyim. Kapasite ve potansiyel olarak değil de, daha ofansif bir pozisyondan beke çekilme projesini kastetmeye çalışacağım). Daniel Alves Sevilla'daki ilk yıllarında sağ açıkta oynuyordu. Dönemin teknik direktörü Joaquin Caparros, onun ofansif yeteneklerini karşı yarı sahada kullanmanın daha verimli olacağını söylerdi her defasında. Ancak Caparros'un yerini alan ve Sevilla'ya tarihinin en başarılı döneminde liderlik eden Juande Ramos, genç yıldızı Jesus Navas'ın da parlamasıyla onu sağ beke yönlendirmeye başladı yavaş yavaş. O da hata yaptı yeni mevkisinde, ancak Juande Ramos'un ısrarı onu mükemmel bir ofansif bek oyuncusuna dönüştürdü. Sevilla'nın 2 yıl üstüste UEFA Kupası'nı kaldırmasında büyük rolü oldu bitmek bilmeyen bindirmeleriyle. Son 3 yıldır da tabiri caizse "ağzımızdan sular aka aka" seyrediyoruz kendisini Barça forması altında. Sanki bek değil de, "sağ defansif forvet" desek daha mı doğru olur acaba? Belki Caner de üstünde durulsa, Dani Alves gibi bir metamorfoz geçirerek, Avrupa'da nam salmış bir bek olur(du)...



Gelelim günümüze. Şu an Galatasaray'ın sol beki olmak için yarışan 3 isim var. Hakan Balta, Çağlar Birinci ve Liverpool'dan satın alma opsiyonuyla kiralanan Emiliano Insua. Rijkaard da Hakan Balta'yı birinci seçimi yaptı, Hagi de. Tabii ki takımı en yakından görme, tanıma imkanı olan (olması gereken) kişiler onlar. En doğru, en sağlıklı seçimi onlar yapmalı diye düşünürüz. Zaten işlerinin tanımı bu. Ama dikkatimi çeken şey, Galatasaray'ın Hakan Balta varken o kanatta sürekli ofansif olarak eksik kalmasıdır. Benim bir bekten beklediğim özelliklerin başında toplu ve topsuz sürati, ve etkili bindirme yaparak hücuma katkı sağlaması gelir, özellikle 3 büyüklerde oynayan beklerden. Hakan Balta'da bu iki özellik bulunmuyor ne yazık ki. Caner'de bunlar vardı (defans yönündeki eksiklikleriyle birlikte), üstünde durulmadı. Şimdi de Emiliano Insua var (çok süratli değil belki; ancak topla gerçekten iyi anlaşıyor, rahat adam eksiltebiliyor), Hagi bu oyuncuda ısrar etmek yerine Hakan Balta'yla devam edeceğe benziyor. Insua 89 doğumlu, yakın gelecekte de Arjantin milli takımının değişilmezi olacak, geçen sezon da Liverpool'da çoğu maça ilk 11'de çıkan genç ve potansiyel olarak dünyada parmakla gösterilen sol beklerden biri. Onun üstüne giderek bizde parlamasını sağlamak dururken Hakan Balta gibi kısıtlı, modern "bek" kavramıyla uzaktan yakından alakası olmayan bir oyuncunun tercih edilmesi hiç mantıklı gelmiyor bana.



Bugünkü maça dönecek olursak; Insua girdikten sonra daha etkili olduk sol taraftan, bu belli. Ajax'ın soluna baktığımda; bek olarak tertemiz bir sol açık oyuncusu olan, bizzat çok beğendiğim Urby Emanuelson görev aldı. O da kendini sol beke adapte etmeye çalışıyor, daha da önünde hayli zaman var açıkçası, başarılı olacağını düşünüyorum. Gıptayla izliyorum o tip sol bekleri, ve düşünüyorum: Avrupa'nın neredeyse bütün büyük takımlarında ofansif, açık olarak da oynayabilecek bekler ön planda. Bizde niye olmasın?..

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails